Bir varmış, bir yokmuş… Uzak diyarlarda, yemyeşil ağaçlarla dolu, sakin bir orman varmış. Bu ormanda, herkesin sevdiği Neşeli Minik Kaplumbağa yaşarmış. Minik Kaplumbağa yavaşça tıkır tıkır yürür, yaprakların arasından geçerken, parıl parıl güneş ışıkları ona eşlik edermiş. Minik Kaplumbağa, yavaş ve sabırlıymış. Tıkır tıkır yürür, şıkır şıkır su birikintilerinin yanında oynarmış. Her adımı sabırla atarmış, ama hiç acele etmezmiş. Herkes ona, “Minik Kaplumbağa, neden bu kadar yavaş yürüyorsun?” diye sorarmış. Kaplumbağa gülümseyerek başını sallamış. “Ben yavaş ve sabırlıyım. Yavaş ve dikkatli attığım her adımım beni ileriye götürür. Sabırlı olmak bana huzur verir.” demiş. 

 

Ormanda her sabah farklı hayvanlar oyunlar oynarmış. Kuşlar cıvıldar, tavşanlar zıplar, kelebekler çiçekler arasında uçarmış. Tavşanlar bir gün, “Hadi Minik Kaplumbağa, bizimle yarış yap!” demişler. Minik Kaplumbağa yarışmayı çok istemiş ama tavşanların ne kadar hızlı olduğunu biliyormuş. Yine de kocaman bir gülümsemeyle, “Tamam, deneyeceğim!” demiş.

Yarış başlamış. Tavşanlar hoplayıp zıplamış, kuşlar kanat çırpmış, Minik Kaplumbağa ise yavaşça tıkır tıkır ilerlemiş. Her adımını dikkatle atıyormuş. Yol boyunca parlak renkli çiçeklere bakıyor, tatlı esintiyi yüzünde hissediyormuş. “Ben yavaşım, sabırlıyım, ve bu benim yolculuğum,” diyormuş içinden. Diğer hayvanlar çoktan ileri gitmiş olsa da Minik Kaplumbağa huzur içinde yürümeye devam etmiş. Tıkır tıkır yürümüş, her adımını dikkatle atmış. “Sabırlıyım, güçlüyüm, başarırım” diye fısıldamış kendi kendine.

Yarışın sonunda tüm hayvanlar onu bekliyormuş. Tavşanlar, “Biz kazandık! Ama sen niye bu kadar yavaş geldin?” diye sormuşlar. Minik Kaplumbağa gülümsemiş: “Siz çok hızlıydınız, evet. Ama ben her adımımın tadını çıkardım, yol boyunca harika çiçekler gördüm ve rüzgarı hissettim. Sabırlı olmak beni mutlu etti.”

 

O sırada bilge Baykuş hop diye bir dala konmuş ve Minik Kaplumbağa’ya bakıp demiş ki: “Sabırlı olmak büyük bir erdemdir, Minik Kaplumbağa. Sen sabrınla her zaman başarırsın. Unutma, her yolun sonu vardır, önemli olan o yolda ne kadar mutlu olduğundur.”

O günden sonra Minik Kaplumbağa, tıkır tıkır yürürken sabırlı olmanın ne kadar güçlü bir özellik olduğunu daha iyi anlamış. Ormandaki diğer hayvanlar da onun sabrını ve huzurunu takdir etmiş. Herkes ona, “Sen sabırlısın, güçlüsün ve neşelisin” dermiş.

Ve Minik Kaplumbağa, her günkü yavaş ama huzurlu yolculuğuna, tıkır tıkır adımlarıyla devam etmiş. Çünkü sabırlı olmak, onun en güçlü yanıymış. Yavaş yavaş ilerlese de, her şeyin tadını çıkararak mutlu bir şekilde yaşamaya devam etmiş. Kaplumbağa, sabrının ve huzurunun ona ne kadar büyük bir güç verdiğini anlamış. Yavaş ve dikkatli olmak, her şeyin tadını çıkarmak demekmiş.

BU MASALI YILDIZLARI KULLANARAK DEĞERLENDİREBİLİRSİNİZ. Aşağıda bulunan yorum bölümünden kolayca fikrinizi belirtin, masalları birlikte iyileştirelim. Yorumlarınız benim için çok değerli 🙂