Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, uzak diyarlardaki ülkelerden birinde, çok güzel bir saray varmış. Pamuk Prenses’in hikayesi işte tam da bu güzel sarayda başlamış. Bu sarayın altın rengindeki kapıları gün batımında pırıl pırıl parlıyormuş. Sarayın bitmeyen uçsuz bucaksız bahçeleri ve birbirinden güzel farklı odaları ile terasları varmış. Bu güzel sarayda bir de güzeller güzeli bir kraliçe yaşarmış. Herkes kraliçeyi çok severmiş. Kral ve kraliçe saraylarında bir yandan ülkelerini yönetirken, bir yandan da mutluluk içinde yaşıyorlarmış. Kraliçe bazen kral ile birlikte ülke yönetimiyle ilgili çalışıyor, bazen güzel sarayının bahçesinde keyifle geziyormuş, bazen de boş vakitlerinde dikiş dikiyor ve arada sırada masal kitapları okuyormuş.
Bu güzel kraliçenin mutlu olmak için tek dileği, güzel bir kız çocuğuna sahip olmakmış.
PAMUK PRENSES MASALI
Soğuk bir kış günü, güzel kraliçe sarayının cam kenarında oturmuş. Bir yandan camdan dışarıyı seyrediyor, bir yandan da dikiş dikiyormuş. Dışarıda çok güzel kar yağıyormuş. Kar tanelerini seyre dalan kraliçe, elindeki dikiş iğnesini parmağına batırmış. Kraliçenin biraz canı yanmış, ancak karların güzelliğini seyrederken yalnızca tek bir şey düşünüyormuş. O sırada bir kar tanesi döne döne cama doğru yaklaşmış, pırıl pırıl, bembeyaz ve bir pamuk gibi yumuşak görünüyormuş.
Kraliçe kar tanesinin parıltısını izlerken bir dilek dilemiş:
“Keşke teni pamuk kadar beyaz, dudakları pespembe ve kalbi sevinç ve mutluluk saçan bir kızım olsa.”
❤ FARKLI BİR MASAL KEŞFEDİN ➸ BİR SİNDİRELLA HİKAYESİ
Zaman geçmiş, günler günleri kovalamış… Günlerden bir gün kraliçenin çok istediği dileği gerçekleşmiş ve kraliçenin dünya tatlısı bir bebeği olmuş. Kraliçenin bebeği gerçekten de pamuk kadar beyaz bir tene sahipmiş ve kar taneleri gibi narin ve çok güzelmiş. Kraliçe güzel kızına “Pamuk Prenses” adını vermiş. Pamuk Prenses’in kömür karası parlak saçları, pespembe dudakları ve çok iyi bir kalbi varmış.
Kraliçe çok mutluymuş. Güzel kızını iyi yürekli, bir prenses olması için özenle yetiştirmeye başlamış. Pamuk Prenses, sarayının bahçesinde oyunlar oynuyor, şarkılar söylüyor ve çok mutlu bir yaşam sürüyormuş. Kraliçe kızına kavuşmuş, ama mutlulukları kısa sürmüş. Bir gün kraliçe hastalanmış, doktorlar çabalasa da nafile. Umut kalmamış, kraliçe diyarı terk etmiş. Kral ve Pamuk Prenses yalnız kalmışlar.
Bir zaman sonra Kral, kendine bir eş bulmuş ve evlenmiş. Yeni kraliçe güzel olmasına rağmen çok kötü kalpliymiş. Ayrıca kibirli ve kıskanç biriymiş. Sarayda Pamuk Prenses ve Kral ile yaşamaya başlayan Kraliçe, kimseyle iyi geçinemiyormuş. Oldukça kendini beğenmiş bir kişi olan kraliçenin ayrıca herkesten sakladığı bir aynası da varmış.
“Ayna ayna söyle bana… Bu dünyada benden daha güzeli var mı?” diye sorarmış kraliçe. Sihirli Ayna hemen cevap verirmiş: “Hayır, değerli kraliçem. En güzel olan sizsiniz.”
Kraliçe, haberi duyunca sevinçten havalara uçmuş. Kötü kalpli kraliçenin aklında başka bir düşünce yokmuş. Kral, kötü kalpli kraliçe ile evlendikten sonra ülke sorunlarla boğuşmuş. Kraliçenin kötü kalbi ve kibriyle her şey ters gitmeye başlamış. Kral, ülkende olup bitenleri öğrenmek ve her şeyi düzeltmek için saraydan ayrılmış. Kötü kraliçe ise bu durumdan memnunmuş, çünkü sarayda dilediğince davranabilirmiş.
❤ BU MASAL ÇOK MU UZUN? ➸KISA MASALLAR
PAMUK PRENSES BÜYÜYÜP GÜZELLEŞİYOR
Mevsimler akıp geçmiş. Pamuk prenses büyümüş, serpilmiş ve çok ama çok güzel bir genç kız olmuş. Saraydaki herkes onu çok seviyormuş çünkü Pamuk prenses, yalnızca güzel bir kız değil, aynı zamanda çok iyi kalpli biriymiş ve hiç kimseye kötülük etmek istemezmiş. Günlerini sarayda geçiren Pamuk prenses, ormanda gezinir, çiçeklerle konuşur ve kuşlarla şarkılar söylermiş.
Ayrıca her gece yatmadan önce sevdiği masal kitaplarını okurmuş, çünkü okumayı çok seviyormuş. O gece Pamuk prenses, Kırmızı Başlıklı Kız’ın hikayesini okumuş ve sonra güzel bir uykuya dalmış. Ertesi sabah, Pamuk prenses sarayın yakınlarındaki bir nehrin kıyısında gezinirken, uzak diyarlardan gelen bir prens, nehrin parıldayan sularının üstünde Pamuk prensesin yansımasını görmüş. Bu güzelliğe şaşkına dönen prens, hızla Pamuk prensesi görebilmek için etrafına bakınmış, ancak Pamuk prenses çoktan gitmiş olduğu için onu görememiş. Prens, hala gördüğü güzelliğin etkisindeymiş, öyle ki etrafta kimsecikleri göremeyince hayal gördüğünü düşünmüş.
PAMUK PRENSES VE YEDİ CÜCELER
Günlerden bir gün, sarayda yine sıradan bir sabah yaşanıyormuş. Kötü kalpli güzel kraliçe uyanmış ve sihirli aynasının karşısına geçmiş.
“Ayna, ayna ey sihirli ayna, söyle bana; bu dünyada benden daha güzeli var mı?” diye sormuş kraliçe.
Ayna biraz beklemiş, sonra cevap vermiş: “Evet, değerli kraliçem… Pamuk prenses sizden daha güzel.”
Kraliçe duyduklarına inanamamış ve sinirle aynaya dönmüş, tekrar sormuş: “Ayna ayna söyle bana, benden daha güzeli var mı bu dünyada?!”
Ayna bu sefer hiç bekletmeden, biraz çekinerek yanıtlamış: “Evet, kraliçem… Pamuk prenses sizden daha güzel.”
Bu sözleri duyan kraliçe sinirden deliye dönmüş. Böyle bir şeyin olamayacağını düşünerek bağırmaya başlamış, ancak sihirli ayna cevabını değiştirmemiş. Kötü kalpli kraliçe için güzelliği her şeyden önemliymiş. Pamuk Prenses’in büyüyüp ondan daha güzel olduğu fikrine dayanamıyormuş. Sinirden çılgına dönen Kraliçe, odasında bir o yana bir bu yana yürürken çılgınca bir plan yapmış ve Pamuk Prenses’ten tamamen kurtulmaya karar vermiş. Hemen avcıyı yanına çağırtmış. “Bana Pamuk Prenses’in kalbini getireceksin.” demiş.. Avcı duyduklarına inanamamış ancak emirlere uymak zorundaymış. Ertesi gün söylendiği gibi Pamuk Prensesi ormana götürmüş ancak iyi yürekli güzel prensesin canını yakmayı düşünmek bile imkansızmış. Olan biteni Pamuk Prenses’e anlatmış ve çok uzaklara gitmesini ve bir daha geri dönmemesini söylemiş. Bu sırada avcı, ormandan avladığı bir ceylanın kalbiyle birlikte saraya dönmüş. Ceylan’nın kalbini kötü kalpli kraliçeye veren avcı;
” Buyrun değerli kraliçem, istadiğiniz gibi Pamuk Prenses’in kalbini getirdim” demişti.
Artık, kraliçe, yeniden dünyanın en güzel kadını olduğunu zannettiği için memnun olmuş.
❤ PRENSES MASALLARINI SEVİYOR MUSUNUZ? ➸ TILSIM MASALI
ORMANDAKİ KÜÇÜK EV VE YEDİ CÜCELER
Ormanın derinliklerine doğru hızla kaçan Pamuk prenses, geceyi korku içinde bir ağacın dibinde uyuyarak geçirdikten sonra sabah erkenden kuş sesleriyle uyanmış, dalların arasından yüzüne güneş ışıkları vuruyormuş. Onun uyandığını gören kuşlar hemen prensesin yanına gelmişler, bazıları güzel prensesin omuzlarına bazıları kafasına konmuş ve prensesin çevresinde şarkılar söyleyerek uçmaya başlamışlar. Onları sabah neşesini duyan diğer hayvan arkadaşları da yanlarına gelmiş. Minik tavşanlar, rengarenk kuşlar, sincaplar, kirpiler… hepsi oradaymış.
Pamuk prensesi çok seven hayvan dostları ona yol göstererek ormanın tehlikeli alanından çıkarmışlar ve çok şirin bir kulübenin önüne kadar getirmişler. Yemyeşil bir bahçenin hemen arkasında şirin mi şirin bir ev duruyormuş. Bu ev çok güzelmiş güzel olmasına ama bir o kadar da küçükmüş.
Pamuk prenses daha önce kapısı ve pencereleri bu kadar küçük bir ev hiç görmemiş. Şaşkınlıkla bahçeye doğru ilerlemiş. Etrafta kimsecikler yokmuş. İlerlemiş ve minik evin minik kapısını çalmış ama hiç ses veren olmamış. Pamuk prenses yavaşça aralık kapıyı itelemiş.
İçeriyi gördüğünde gözlerine inanamamış. Bu minik evin eşyaları da minicikmiş ve üstelik her yer çok dağınıkmış. Pamuk prenses bir süre bahçede oturmuş ama hiç gelen giden olmamış. Pamuk prensesin gidecek bir yeri de yokmuş. Bir süre daha bekledikten sonra etrafı toplamaya karar vermiş. Önce bahçede duran çamaşırları asmış, sonra bahçe kapısına dayalı duran süpürgeyi alıp girişi süpürmüş. Kapı arasından mutfağın karışıklığını görünce oraları da düzeltmeye karar vermiş.
Küçük küçük yedi tane tabak yıkamış, minik minik yedi tane bardak, yedi minik çatal… 7 minik kaşık… Mutfağı pırıl pırıl yaptıktan sonra bir güzel yemek pişirmiş.
Afiyetle karnını doyuran pamuk prenses, diğer odanın da ne kadar dağınık olduğunu fark edince toplamak üzere oraya yönelmiş bir de ne görsün; yedi tane minicik yatak…
Yedi yatağı da düzenleyen pamuk prenses yorgunluğuna yenik düşmüş ve yatakların üzerine doğru uzanarak uykuya dalmış.
YEDİ CÜCELER ŞARKISI
Güneş batarken, alaca karanlıkta ormanın derinliklerinden gür bir ses yükseliyormuş. İşte yedi cüceler şarkısı;
♫ ♬ ♪ ♫ Biz tam 7 cüceyiz,
♫ ♬ ♪ 14 kollu bir deviz.
♬ ♪ Biz tam 7 cüceyiz,
♪ ♪ 14 kollu bir deviz.
♫ ♫ Var mı bize yan bakan hey!
♫ ♬ ♪ ♫ Var mı bize yan bakan?
“Biz tam yedi cüceyiz!” şarkısını söyleyerek gelen minik evin minik sahipleri, yedi cüceler, madendeki işlerinden eve doğru dönüyorlarmış. Çalışkan yedi cüce, yorgun argın eve vardıklarında çok şaşırmışlar. Her yer toplanmış, temizlenmiş, bir üstüne üstlük mis gibi yemek kokuları tüm evi sarmış. Gün boyu çalıştıkları için oldukça aç olan yedi cüce, içeride pamuk prensesin uyuduğundan habersiz yemekleri yemeğe koyulmuşlar.
Önce en Meraklı cüce yanaşmış yemeklere, çorbadan bir kase koymuş kendisine. Onun hemen arkasından çorbanın tadına bakan Huysuz, bu çorba fazla güzel diyerek huysuzlanmış. Bilgin, bir yandan çorbasını kaşıklarken bir yandan da neler olduğunu anlamaya çalışıyormuş. Sakar, çorbasını koymaya çalışırken kaseyi devirip her yeri çorba yapmış. Neşeli’ye bu durum bir hayli komik gelmiş olsa gerek ki sürekli gülümsüyormuş. Utangaç, utana sıkıla yanaşmış yemeklerin yanına… ve Uykucu… o, tabii ki daha yemeğinden bir kaşık bile alamadan uyuyakalmış.
❤ EN SEVİLEN MASALIMIZI OKUYUN ➸ BİR RESSAM MASALI: FRİDA KAHLO
Karnını doyuran bilgin, bu işte bir tuhaflık olduğunu düşünmeye başlamıştı. Mutfak toparlanmış, yedi tabak, yedi bardak, yedi kaşık ve yedi çatalın hepsi yıkanmıştı. Etraf toparlanmış, çamaşırlar asılmıştı. Bahçedeki ise asılı duran 7 cücenin şapkası ve 7 cüce tulumu şimdiden kurumuştu bile… Bilgin evin içinde düşünceli düşünceli dolaştıkça diğer 7 cücede Bilgin’i takip ediyordu. Bilgin önde, Neşeli onun arkasında… Huysuz, Sakar, Meraklı, Utangaç ve Uykucu da hemen peşlerinden onu takip ediyorlarmış.
PAMUK PRENSES 7 CÜCELERİ GÖRÜYOR
Böylece tüm evi dolanmışlar. Sıra yatak odasına geldiğinde hepsi çok şaşırmış ve
- Bilgin, “yatağımda biri uyuyor” demiş.
- Neşeli “benimde yatağımda biri uyuyor” diyerek basmış kahkahayı…
- Huysuz “Asıl benim yatağımda uyuyan kim?” diye homurdanmış
- Sakar, “benim de yatağımda biri uyuyor” demiş
- Hemen arkasındaki Meraklı, “Benim yatağımda kim uyuyor?” diye sormuş
- Utangaç, utana sıkıla “Benim de yatağımda biri uyuyor” demiş.
- Uykucu gözlerini aralayıp pamuk prensesi görünce, o da “benim yatağımda biri uyuyor” demiş.
Yedi cüceler, şaşkınlık içinde pamuk prensese bakıyorlarmış. Yataklar çok küçük olduğu için yedi yatağın yedisine birden uzanan Pamuk Prenses, karşılarında mışıl mışıl uyuyormuş. Minik yataklarında yatan bu güzeller güzeli kızı gören yedi cüceler adeta büyülenmişler. O sırada çıkan sesleri duyan pamuk prenses, korkarak yataklardan sıçramış. Pamuk prensesin karşısında yedi çift göz, şaşkın şaşkın ona bakıyormuş.
Pamuk prenses çekinerek kendisini tanıtmış.
“Merhaba, ben Pamuk Prenses, ormanda yolumu kaybettim. Sizi kızdırdıysam özür dilerim. Kötü bir niyetim yoktu.”
Bilgin ise, “Kötü bir niyetin olsa, evi böylece derleyip toplamazdın herhalde” demiş ve kendilerini tanıtmaya başlamış;
“Bize yedi cüceler derler. Ben Bilgin ve işte Neşeli, Öfkeli, Sakar, Meraklı, Utangaç ve Uykucu. Biz tam yedi cüceyiz. Bu güzel ormanda yaşar, madencilik yaparız.”
Herkes, bu nazik tanışmadan dolayı çok memnun olmuş. Pamuk prenses ve yedi cüceler tüm gece sohbet etmişler. O gece, Pamuk prenses yedi cücelere başından geçenleri anlatmış. Yedi cüceler, kötü kalpli kraliçe yüzünden pamuk prensesin başına gelenlere çok üzülmüşler ve Pamuk Prenses’in onlarla kalmalarına izin vermişler.
PAMUK PRENSES VE YEDİ CÜCELER
Ertesi gün Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler sabah erkenden kalmışlar. Pamuk prenses, yedi cüceler için birbirinden leziz kahvaltılar hazırlamış. Onu ormandan kurtaran hayvan dostlarını da unutmamış tabi… Kuşlar için ekmek kırıntılarını, tavşanlar için salatalık kabuklarını ayırmış yanlarına biraz daha bir şeyler ekleyerek hayvan dostlarına götürmüş. Pamuk prenses ve yedi cüceler güle oynaya kahvaltılarını yapmışlar. Böylece Pamuk Prenses’in birbirinden tatlı yedi güzel dostu olmuş. Yedi cücelerde Pamuk Prenses’i çok, çok sevmişler.
❤ FARKLI BİR MASAL KEŞFEDİN➸ SİHİRLİ KUTU MASALI
“PAMUK PRENSES SİZDEN DAHA GÜZEL”
Günler hızla geçiyormuş… Pamuk prenses ve yedi cüceler her gün birlikte vakit geçiriyormuş. Pamuk Prenses, yedi cücelere birbirinden güzel tatlılar, leziz yemekler yapıyormuş. Yedi cücelerde madenden çıkardıkları değerli taşlardan Pamuk Prenses’e küçük hediyeler getiriyorlarmış. Birlikte şarkılar söyleyerek ormanda geziniyorlar hayvanlarla oyunlar oynuyorlarmış. Yedi cüceler madene çalışmaya gittiklerinde Pamuk Prenses onları evde bekliyor akşam olmasını iple çekiyormuş. Yedi cüceler ve Pamuk Prenses için huzurlu ve mutlu günler başlamış. O küçük kulübede bir güzel prenses ve yedi cüce yaşayıp gitmeye başlamışlar.
Diğer yandan sarayda Pamuk Prenses’in kalbine sahip olduğunu düşünen kötü kraliçe, o sabah yine ayna karşısına geçmiş ve o soruyu sormuş.
“Ayna ayna söyle bana benden güzeli var mı bu dünyada?”
“Evet var kraliçem, Pamuk Prenses sizden daha güzel.”
Yine aynı cevabı alan kraliçe, Sihirli Ayna’ya Pamuk Prenses’in öldüğünü artık dünyada ondan daha güzel kimse kalmadığını söylemiş. Bunun üzerine Sihirli Ayna yeniden parıldarmış ve cevap vermiş;
“Kraliçem, maalesef yedi cücelerin evinde yaşayan Pamuk Prenses hala daha güzel”
“Pamuk prenses ve yedi cüceler mi?”
Kraliçenin kafası karışmış. O sıra da sihirli ayna parıldayarak açılmış ve Pamuk Prenses ile yedi cücelerin yaşadıkları yeri kötü kalpli kraliçeye göstermiş.” Pamuk prenses, gerçekten de yedi cücelerin yanında yaşıyormuş” diyen kraliçe bu işi kendisi çözmesi gerektiğini anlamış ve bir plan düşünmeye başlamış.
Pamuk Prenses ve yedi cüceler mutlu hayatlarına şen şakrak devam ediyorlarmış. Pamuk Prenses her sabah yedi cüceleri işe uğurluyor, uğurlarken de hepsini tek tek öpüyormuş. Bilgin, Pamuk Prenses’i her zaman sıkı sıkı tembihliyor, kapıyı tanımadığı kimseye açmamasını söylüyormuş. Pamuk Prenses “Her sabah söylüyorsun Bilgin, merak etme söz veriyorum kimseye kapıyı açmayacağım” diye cevap veriyormuş. Neşeli, akşam Pamuk Prensesi yeniden göreceği için mutlu mutlu işe giderken, Huysuz Pamuk Prenses’in yanında ayrıldığını düşünerek homurdanıyormuş. Meraklı şirinde bütün gün Pamuk Prensesin ne yaptığını düşünerek meraklanıyormuş.
PAMUK PRENSES ZEHİRLİ ELMAYI YİYOR
Pamuk Prenses ve yedi cüceler bir sabah yine erkenden uyanmışlar. Yedi cüceler, Pamuk Prensesi tek tek öpüp, kimseye kapıyı açmamasını söyleyip madenin yolunu tutmuşlar. Pamuk Prenses, bahçedeki çiçekleri sulamış, hayvan dostlarıyla sohbet etmiş, etrafı toparlamış. Sonra biraz dinlenmiş ve çok sevdiği masal kitaplarından birini okumuş. Öğleden sonra Pamuk Prenses akşam için yemek hazırlarken kapı çalınmış. Daha çok erken olduğu için kapıyı çalanın yedi cüceler olamayacağını anlamış ve Bilgin’in sözü gelmiş aklına… Kapı bir daha çalmış. Pamuk Prenses tedirgin bir şekilde kafasını pencereden uzatıp, gelenin kim olduğuna bakmak istemiş.
Kapıda duran yaşlı bir kadınmış.
Yaşlı Kadın, Pamuk Prenses’e seslenmiş;
“Ben yaşlı bir kadınım bu koca ormanda yolumu kaybettim. Çok uzun zamandır yürüyorum. Bana bir bardak su verir misiniz?”
Pamuk prenses yaşlı ve susamış bir kadının kendisine zararı olmayacağını düşünmüş ve Bilgin’e verdiği sözü unutmuş. Yaşlı kadını içeri almış ve ona bir bardak su ikram etmiş.
Yaşlı kadın,“Güzel kızım, benim yolum uzun ben gideyim. Su için teşekkür ederim. Yanımda ormandan topladığım çok leziz elmalar var. Gitmeden bende sana onlardan bir tane vermek isterim” demiş.
Pamuk Prenses, yaşlı kadının uzattığı kırmızı elmayı almış ve teşekkür etmiş.
Yaşlı kadın gitmeden, “Bir ısırık alsana elmadan bak ne kadar güzel olduğunu göreceksin.” demiş.
Pamuk Prenses yaşlı kadını kırmak istememiş. Kadının verdiği elmadan bir ısırık alan Pamuk Prenses, oracıkta yere düşüp, bayılmış.
❤ OKUMAKTAN SIKILDINIZ MI? ➸ SESLİ MASAL DİNLE
KÖTÜ KRALİÇENİN PLANI TUTACAK MI?
Meğersem, tüm bunlar kraliçenin kötü planlarından biriymiş. Yaşlı bir kadın kılığına giren kötü kalpli kraliçe, Pamuk Prenses’e sihirli bir elma yedirmiş. Oracıkta bayılıp kalan Pamuk Prenses, zehirli elmanın etkisiyle uyanmamak üzere uzun bir uykuya dalmış.
Pamuk Prenses’in yere yığıldığını gören kraliçe, yaşlı kadın kılığında oradan hızla uzaklaşmış.
Akşam olmuş. Yedi cüceler, Pamuk Prenses’in evde onları beklediğini düşünerek şarkılar söyleyerek eve dönüyorlarmış. Pamuk Prenses’in kapının önünde baygın yattığını görünce çok üzülmüşler. Bilgin, hemen Pamuk Prenses’in elinden düşen elmaya bakmış ve elmanın zehirli bir elma olduğunu anlamış. Pamuk Prenses’in ölmediğini biliyorlarmış ama ne zaman ve nasıl uyanacağını bilmiyorlarmış. Pamuk Prenses’i bu uzun uykusunda rahat ettirebilmek için ona tamamen çok rahat camdan bir yatak yapmışlar ve tüm hayvan dostları da Pamuk Prenses’lerini görebilsin diye bu özel yatağı bahçenin en güzel yerine koymuşlar.
PAMUK PRENSES VE YEDİ CÜCELER: CAMDAN YATAK
Akşam olmuş. Yedi cüceler, pamuk prenses’in evde onları beklediğini düşünerek şarkılar söyleyerek eve dönüyorlarmış. Pamuk Prenses’in kapının önünde baygın yattığını görünce çok üzülmüşler. Bilgin, hemen Pamuk Prenses’in elinden düşen elmaya bakmış ve elmanın zehirli bir elma olduğunu anlamış. Pamuk Prenses’in ölmediğini biliyorlarmış ama ne zaman ve nasıl uyanacağını bilmiyorlarmış. Pamuk Prenses’i bu uzun uykusunda rahat ettirebilmek için ona tamamen çok rahat camdan bir yatak yapmışlar ve tüm hayvan dostları da Pamuk Prenses’lerini görebilsin diye bu özel yatağı bahçenin en güzel yerine koymuşlar.
Günler geçiyor ama Pamuk Prenses o cam yatağın içinde uyumaya devam ediyormuş. Ormandaki dostları ve Yedi cüceler, Pamuk Prenses’e her gün çiçekler götürüyorlarmış.
PAMUK PRENSES UYANIYOR
Bir gün, bir prens ormandan geçerken camdan yatağı görmüş ve yanına gitmiş. Gördüğü güzellik karşısında kalakalmış. Pamuk prenses, tüm güzelliğiyle karşısındaymış. Prens, bu güzel kızın,daha önce suyun yansımasında gördüğü kız olduğunu hemen anlamış ama şimdi tam karşısındaymış. O gün bugündür Prens ormanda geziniyor ve o güzel kızı tekrar görebilmeyi umuyormuş. Prens, Pamuk Prenses’e görür görmez aşık olmuş. Yatağın üzerindeki camı kaldırmış ve pamuk prensesi öpmüş.
Pamuk Prenses o anda derin bir nefes çekerek gözlerini açmış.
PAMUK PRENSES VE YEDİ CÜCELER MASALI MUTLU SON
Bir gün, bir prens ormandan geçerken camdan yatağı görmüş ve yanına gitmiş. Gördüğü güzellik karşısında kalakalmış. Pamuk prenses, tüm güzelliğiyle karşısındaymış. Prens, bu güzel kızın,daha önce suyun yansımasında gördüğü kız olduğunu hemen anlamış ama şimdi tam karşısındaymış. O gün bugündür Prens ormanda geziniyor ve o güzel kızı tekrar görebilmeyi umuyormuş. Prens, Pamuk Prenses’e görür görmez aşık olmuş. Yatağın üzerindeki camı kaldırmış ve Pamuk Prenses’i öpmüş.
Pamuk Prenses o anda derin bir nefes çekerek gözlerini açmış.
Yedi cüceler ve çevreleri saran minik hayvanlar, gördüklerine inanamamışlar ve adeta sevinçten havalara uçmuşlar. Pamuk Prenses, prensin onu öpmesiyle o derin uykudan uyanmış. Kötü kraliçenin büyülü elmasının kötü büyüsü bozulmuş. Herkes çok mutluymuş, o gün güneş bile bir başka ışıldıyormuş.
Öte yandan kral saraya dönmüş ve kızının sarayda olmadığını görünce deliye dönmüş. Olanları öğrenince kötü kalpli kraliçeyi ülkeden kovmuş. Bütün ülkeye haber salınmış ve herkes Pamuk Prenses’i aramaya başlamış ancak prens ile pamuk prenses yedi cücelerle birlikte saraya gelmek üzerelermiş. Pamuk Prenses babasını görünce çok sevinmiş. Prens ile pamuk prenses’e 40 gün 40 gece düğün yapılmış. Tüm ülke çok mutluymuş. Kral, Pamuk prenses ve yedi cüceler, prens ve tüm arkadaşlarıyla sonsuza kadar mutlu yaşamışlar.
Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalı da burada bitmiş… Gökten üç elma düşmüş… Biri size, biri Pamuk Prenses’e biri de bize Pamuk Prenses masalını okuyanlara…