KÖYÜN UYUZ KARGASI
Uzak diyarların birinde minik minik evleri, çeşit çeşit meyve bahçeleri olan güzel bir köy varmış. Bu köyde insanlar, sevgi ve saygıyla birbirlerine bağlı olarak mutlu bir hayat sürermiş. Köylüler birlikte tarlalarda çalışır, bahçelerde sebzeler yetiştirir, evlerini birlikte yapar ve herkesin ihtiyaçlarına yardımcı olurmuş. Kimse aç kalmaz, kimse yalnız hissetmezmiş. Birlikte yaşamanın gücünü bilirlermiş.
Bir gün köye kara kuru bir karganın yolu düşmüş. Bu kara kuru karga yüzünde tüm köylülerin neşesini kaçmış. Karga, gelir gelmez meyve bahçelerini dağıtmış, minik güzel evlerin camlarını gagalamış, bütün köylülerin neşesini kaçırmış. Köylüler onu uyarmış ama o dinlememiş. Kara kuru karga o kadar kötüymüş ki, yolda tek başına yürüyen bir köylü gördüğünde hemen onun üzerine doğru uçar, saçlarını çekiştirir, elbiselerini yırtarmış. Karga yüzünden kimse tek başına evden dışarı çıkamaz olmuş. Bir süre sonra bu güzel köyün huzuru kaçmış. .
En sonunda köylülerin arasında en cesur ve zeki olanı bu duruma isyan etmiş. Zeki ve Cesur, kargayla başa çıkmak için bir plan yapmışlar. Zeki ve Cesur, köylülerin toplanmasını sağlamış ve herkesi bir araya getirmiş.
Köylülerin önünde duran Cesur, kimseden korkmadan, çekinmeden konuşmaya başlamış: “Sevgili dostlar, bu karga bizi üzüyor ve huzurumuzu kaçırıyor. Ama biz birlik olduğumuzda hiçbir şey bize zarar veremez. Karga uyuz olabilir, ama biz dostluğun gücüyle onu yenebiliriz.” demiş.
Zeki eklemiş: “Hepimiz birbirimize destek olalım, birlikte çalışalım ve karga karşısında dimdik durarak onu uzaklaştıralım. Unutmayalım ki dostluk ve dayanışma bizi her zaman zaferle sonuçlandıracaktır.”
Köylüler, Zeki ve Cesur’un sözlerinden ilham alarak birlik olmuşlar. Kargaya karşı sıkı bir savunma hattı oluşturmuşlar ve onu köylerinden uzaklaştırmışlar. Herkesin gücünü birleştirdiği bu mücadelede karga, dostluk ve dayanışmanın karşısında hiçbir şansı olmadığını görmüş.
Köylüler, birlikte çalışarak bahçelerini tekrar düzeltmişler, tarlalarında yeni ekinler yetiştirmişler. Artık korku ve endişe yerine sevgi ve dostluk hakim olmuş köye. Zeki, Cesur ve diğer köylüler, bu deneyimin ardından dostluğun büyülü gücünü daha iyi anlamışlar.
Ve böylece, köydeki herkes bu masaldan güzel bir ders çıkarıp birlikte yaşamaya devam etmiş. Dostluklarıyla ve dayanışmalarıyla tüm zorlukların üstesinden geleceklerini biliyorlarmış. Bu masal da, dostluğun ve birliğin gücünü kutlamak için anlatılmış.